Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FUNDA KARAYEL

Mario Prasinos’un belleğindeki İstanbul peyzajı

Gizli kalmış bir yetenek, sanat dünyasının usta ismi Mario Prassinos, doğumunun 100'üncü yılında doğduğu semtle aynı adı taşıyan Pera Müzesi'nde anılıyor. 'Her serginin kendine özgü bir heyecanı vardır' derler. Ancak baştan söyleyeyim, bu bambaşka bir deneyim. Çünkü insan, 6 yaşında İstanbul'dan ayrılan bir çocuğun belleğinde kalanlarla İstanbul'u nasıl resmettiğine, belki özlem çekip kızdığı, sinirlendiği eserlere bakarken büyüleniyor. Pera Müzesi Müdürü Özalp Birol ile sergiyi gezmek için buluştuk. Her zaman söylerim; Özalp Bey saatlerce bir sergiyi ya da bir konuyu anlatırken karşısında sıkılmak mümkün değildir. Sergiyi gezmeye başlamadan Mario'nun kızı Catherine Prassinos ile tanıştık, babasının doğduğu şehirde eserlerini sanatseverlerle buluşturmalarından dolayı çok heyecanlıydı. Babası ona sık sık İstanbul'u ve sürgünü anlatıyormuş. Bu sergi onu heyecanlandırırken, aynı zamanda geçmişe dair hatırladıklarıyla belli ki biraz da hüzünlendirmişti.

BESSIE SMITH ANISINA ESER
Mario'yu nasıl keşfettiklerini merak edip Özalp Bey'e sordum. O da başladı anlatmaya: "Serginin kuratörü Seza Sinanlar Uslu, üç sene önce dosyasını kapıp ofise geldi. Gözlerindeki heyecan görülmeye değerdi. Bu anlamlı sergi, sanatçının çocukluğundan belleğinde kalan İstanbul'u nasıl resmettiğini, onu her yönüyle keşfetme olanağını sağlıyor." Sergide Mario Prassinos'un çalışma anlarını ve röportajlarını izleme şansımız da oldu. Sanatçı, "Bir tepeyi çizeceksem karşısında durup çizmem, üzerine yürürüm; hissettiklerimle çizerim o tepeyi" diyor. Özalp Bey, Prassinos'un toplumsal konulara çok önem verdiğini anlatıyordu. Bu sırada Blues'un imparatoriçesi Bessie Smith'in siyahi olduğu için bir hastaneye alınmaması üzerine yaptığı eseri gördüm. Irkçık ve siyahilerin yaşadığı kötü anların hepsi gözümün önünde canlandı. Mario Prassinos, Bessie Smith'i hiç tanımadan kafasında bir Bessie imgesi oluşturmuş. Mario'nun kariyerinde portreler özel bir yere sahip. Sanatçı, birinin resmini yapmak için fiziksel benzerliği hedeflemediğini, o kişiye dair zihninde oluşan anılara gereksinim duyduğunu söylemiş. Bessie tuvale nasıl yansıdıysa portreler de hislerle esere dönüşüyor. Bu sergide Mario'nun aklında kalanlarla İstanbul'u resmetmesinden çok fazlası var. Ölüm yılında yaptığı eserlerdeki hissediyormuş gibi karamsar çizgiler, Picasso ve Miro ile aynı dönemin sanatçısı olduğu için onlardan esinlendiği eserler, çok ünlü yazarlar için tasarladığı kitap kapakları, gravürler, halılar... Özellikle 'Türk Gülü' adlı halıya dikkat edin; Arap harfleri ve Miro renklerini fark edeceksiniz.

TÜRK PEYZAJINI UNUTMAMIŞ
Prassinos'un sanatında en ilgi çekici temalar arasında servilerin olduğunu söyledi Özalp Bey. Ayrıca o dönemde Pera Müzesi'nin tam karşısında duran mezarlıktan esinlenip bu eserleri yapmış olabileceğini anlattı. Sanatçının hayatının bittiği yerde toprakta yeniden doğacak bir yaşamı işaret eder gibi özellikle ağaç eskizlerinde çok başka dünyalara dalıp gidiyorsunuz. Sergi 14 Ağustos'a kadar Pera Müzesi'nde. Pera Müzesi salıdan cumartesiye 10.00-19.00 saatleri arasında açık.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA